En güncel Yazılar »

Süs köpeği

Miniğim ufağım,
Buna karşın bitmez kuaför masrafım.
Bir gün bakarsın kürküm lüle lüle,
Başka gün görürsün beni fön ile.
Benim bakım masraflarım ile,
Beslenirdi türlerimden tam bir düzine.

Şu anda kızanlar bana önyargılı olmasın,
Aslında farklıdır kafamdaki hayat tarzım.
Benim seçimim değil bu gösteriş,
İşte o yüzdendir şu anki serzeniş.

Kendim gibi minik bir anekdotu sizlere aktarayım,
Kim bilir belki bazı kişilere faydalı olur yaşadıklarım:

Eskiden ne zaman gezintiye çıksam,
Görürdüm sokakta tanıdık yüzleri.
Hepsi dert yanarlardı birbirlerine olamadık diye bir evin bir köpeği.
Beni görenler ise,
Biraz terslerdi ve kızarlardı bana,
Derlerdi senin güzellik masraflarınla,
Doyardı hepimizin karnı balla kaymakla.

Ne zaman böyle dediklerini duysam,
Başlardım onlara kızmaya.
Gücüm yettiği kadar bağırırdım,
Korkmazdım hiç büyük mü küçük mü karşımdaki düşünmezdim.
Kimi zaman öylelerine kafa tutardım ki,
Üzerime gelip otursa,
Dönerdim bir anda kuluçkadaki yumurtaya.

Bu kadar kızmamın sebebi,
Beni dinlemeden yargılarlardı besbelli.
Hep üzerimdeki renkli monttan,
Tasmamın ucundaki değerli taştan,
Patilerimin sıcaktan soğuğa geçmemiş olmasından,
Örnekler verirlerdi.

Yine böyle bir gün,
Bu sefer bıraktım bağırmayı,
Attım bir köşeye beni anlamayacakları önyargısını,
Anlattım onlara kafamdaki dünyayı.

Kimi kişiler oldukları hallerini sevmezler,
Kürklerinin rengini bile beğenmezler,
Hep çok ufağım veya çok iriyim derler.
Ben ise kendimi olduğum gibi kabul etmişim,
Minik oluşumu, kıvır kıvır tüylerimi sevmişim,
İnce sesimden dolayı şikayet etmemişim.
Çoğu kişi başkaları gibi olamadığından yakınırken,
Ben üzülmüşüm kendim gibi görünememekten.
Tek isteğim farklı yerler görebilmek,
Değişik doslar edinebilmek,
Olduğum gibi beni kabul edenlerle hayatımı geçirebilmek.

Ama sahiplerim beni ben olduğumdan dolayı sevmenin ne demek olduğunu unutmuş olacaklar ki,
Bana sevip sevmeyeceğimi düşünmeden giydirirler renkli montları,
Allı pullu kıyafetleri,
Boynuma taşımakta zorlandığım taşlı tasmaları takarlar,
Her gün o sevdiğim kürkümü şekilden şekile sokarlar.

Bazen koşup oynamak isterim her köpek gibi,
İşte o zaman atarlar önüme renkli peluş oyuncakları birer yem gibi.
Özenirim o zaman hep iri köpeklere,
Aslında hiç kıskanç olmadığım halde.
Derim eğer kocaman olmuş olsaydım,
Yapmazlardı beni süs köpeği...

Düşünürüm çoğu zaman,
Yoktur parlak bir kolyeden veya renkli bir kıyafetten farkım.
İşte budur benim bütün kederim.

Dinledikten sonra bana hak verdi hepsi.
Dediler ki sen artık üzülme,
Önyargılı davranmışız sana bunu iyi anladık.
Sen de bize hep bağırmak yerine anlatmış olsaydın hikayeni önceden,
İlerletmiş olurduk aramızdaki arkadaşlığı kimseyi üzmeden.

Şimdi mutlu olmak için sebeplerin var,
Çünkü bilmelisin ki seni sen olduğun için seven dostların var,
Sahiplerin de elbet anlar,
Sana sen olman için fırsatlar sunar.
En azından dolaşmaya geldiğinde dışarıya,
Artık kimseyle kapışmadığını gördüklerinde,
Daha çok zaman geçirebilirsin bizimle.
Koşmayı oynamayı hiç dert etme,
Biz neler neler yapacağız birlikte.

Kendim için güzel bir adım atmıştım,
Sonra diğer süs köpekleri için tekrar anlattım,

Onlara da önyargılı davranmayın,
Ellerinde olmadan bir kalıba sığdırılıyor hepsi,
Kimisi memnun halinden kimisi değil belki hiç bilinmez,
Önce konuşup anlamadan edinilen önyargı bizi hiçbir yere götürmez.

Hepsi başlarını salladılar bana,
Onayladılar hak verdiler kanımca.
Derken başladık kovalamaca oynamaya.
Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim,
Darısı tüm süs köpeklerinin başına.